Ezel Akay (Ezop), sevenlerin çok sevdiği, sevmeyenlerinse genellikle henüz keşfetmemiş olduğu bir yönetmen. Sektöre yapımcı unvanıyla girse de 2003 yılında Neredesin Firuze filmiyle ilk kez yönetmen koltuğuna oturdu. Peşinden 2005’te Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? ve 2009’da 7 Kocalı Hürmüz filmlerini yönetti. Hayranları o zamandan beri yeni bir Ezop anlatısına hasret.
9 Kere Leyla, 23 gün gibi kısa bir sürede çekimi tamamlanıp post prodüksiyona hızlıca girmişse de yaşadığımız global virüs salgını sebebiyle gösterime bir türlü girememiş bir film. Planlanan gösterim tarihi mart iken sinema salonlarının yüksek bulaş riski nedeniyle tarih önce nisana sonra belirsizliğe ve en sonunda 4 Aralık’a ertelendi. Dağıtım şekli ise sinema salonları yerine Netflix olarak güncellendi.
Başyapıt mı standart Türk komedisi mi?
Film benim dikkatimi bu teaser sayesinde çekti. Müzikal filmlerin ve tiyatronun büyük bir hayranıyımdır, bundan olsa gerek teaserı izlediğim andan itibaren şarkıyı söyleyerek gün saymaya başladım.
Maalesef ilk fragmanla birlikte işler değişti. Fragmanla ilgili bir sorun var ve bunun sebebi iki şeyden biri: Ya film nefret ettiğimiz cıvık Türk komedilerinin bir yenisi ya da fragmanı yapanlar hayatları boyunca cıvık Türk komedisi fragmanı yapmaya alışmış. Tıpkı fabrika işçileri gibi önlerine geleni şablona yerleştirip geçmişler. Ezel Akay’dan bahsettiğimizi bir kere daha göz önüne alırsak muhtemelen cevap ikincisi.
Özgün mü?
“Bir evlilik, iki aşk, üç bela, Dokuz Kere Leyla… Adem (Haluk Bilginer), güzeller güzeli metresi Nergis (Elçin Sangu) için Leyla (Demet Akbağ) ile 20 yıllık evliliğini bitirmeye karar verir. Ancak Leyla’dan doğal bir yolla kurtulması neredeyse imkânsızdır. Diğer yandan bu duruma bir çözüm bulamazsa yasak aşkı Nergis, çok yakında parmaklarının arasından kayıp gidecektir. Üstelik Adem tüm bu aşk trafiğinin arasında kendisine ait antika el yazmasının peşinde olan Mahdum Bey (Fırat Tanış) ve kıskanç avukatı Haris (Alican Yücesoy) ile de uğraşmak zorundadır.”
“‘Dokuz Canlı bu kadın, ölmüyor işte ölmüyor!’
Faruk orta yaşta, evli, genç bir sevgilisi (Mine) olan ve bu yüzden karısından (Güzide) boşanmak isteyen adamdır. Güzide de orta yaşlı ve kocasını seven (!) sıradan bir ev hanımıdır. Faruk, Mine ile evlenebilmek için sürekli olarak Güzide’den boşanmak ister fakat Güzide bunu kabul etmez. Faruk sevgilisi Mine ile evlenmek için biraz da onun ısrarıyla Güzede’yi öldürmeye karar verir ve oyun başlar…”
Dokuz Kere Leyla filminin, Tayfun Türkili’nin yazdığı Dokuz Canlı tiyatro oyunuyla benzerlikleri ne ölçüdedir ve eğer bir esinlenme söz konusu ise bu açık olarak belirtilecek midir, bunlar merak konusu. Tıpkı fragmanın gerçeği yansıtıp yansıtmadığı gibi, bunu da filmi izleyerek göreceğiz.
Fikri pis, vicdanı pis adam
İçi dışı başka, yozlaşmış adam
Aklın fikrin seksen sekiz
Kadın katili içinde, pis
Malsın Adem malsın!
İçindeki şeytan ruhunu alsın
Varsa yoksa seksen sekiz
Bu dünyada neden varsın?
Gelsin Nergis, seksen sekiz
Gitsin Leyla, seksen sekiz
Ne beklemeliyiz?
Eğer hâlihazırda bir Ezop hayranıysanız endişe etmeniz gerektiğini düşünmüyorum. Tahminimce bu film Neredesin Firuze ile 7 Kocalı Hürmüz arasında bir yerde olacak.
Eğer henüz Ezel Akay sinemasını keşfetmemiş biriyseniz bu filmi izlemeden önce şu filmleri sevip sevmediğinizi sorgulayın. Genel cevabınız evet ise Ezel Akay sinemasıyla iyi anlaşacaksınız.
- Chicago
- Moulin Rouge
- The Grand Budapest Hotel
- Big Fish
- Güneşin Oğlu
Ezel Akay’ın 11 yıl sonra bir film çekmiş olması beni hayli heyecanlandırıyor. Çekimin kısa sürede tamamlanması, fragmanda seçilen sahnelerin kalitesizliği ve intihal ihtimali endişe verici olsa da izleyip değerlendirmeyi heyecanla bekliyorum. 4 Aralık’tan sonra tekrar buluşalım.
Chicago ve Big Fish’e bayılmıştım. 3er kereden fazla izlemişimdir. Hacivat Karagözü de. 9 kere Leyla’nın da Hacivat Karagöz neden öldürüldü’den aşağıda kalacağını sanmıyorum. Günü gelsin görelim.
BeğenBeğen